Geçen yıl kaybettiğimiz büyük romancı Yaşar Kemal’in seri romanlarının sonuncusu olan “Bir Ada Hikayesi”nin, dört kitabının isimleri sırasıyla şöyle: Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Karıncanın Su İçtiği, Tanyeri Horozları ve Çıplak Ada Çıplak Deniz.
Çukurova’nın, tarım işçilerinin, Torosların, yoksul köylülerin hikayelerinin koca anlatıcısı, “Bir Ada Hikayesi”nde bu çerçevenin dışına çıkıyor ve okurlarına farklı bir içerik sunuyor.Mübadele ile yurtlarından koparılan Rumların ıssız kalmış bir adası, asker kaçaklarına, Giritli Müslümanlara, Ermeni zanaatkarlara, Kürt dengbejlere aynı anda ev sahipliği yapıyor. İşte ütopya yakıştırmamızın sebebi de budur. Büyük savaşların, kıtlıkların, kırımların,sürgünlerin, afetlerin ve hastalıkların içinden çıkıp; barışı, bereketi, yaşamı, umudu arayan insanların yurdudur artık Karınca Adası. Bir barış özlemi ve düşlemesidir.
Bir Ada Hikayesi, İstiklal madalyalı Poyraz Musa’nın Karınca Adasına gelmesiyle başlıyor. Hikayenin henüz başlarında, Poyraz’ın aslında kim olduğu, nereden gelip nereye gittiği okuyucuda büyük merak uyandırıyor. Nitekim bu merak, Poyraz’ın geçmişinden parça parça sunulan hatıralarla dörtleme boyunca diri tutuluyor. Bu gizemli, acılarla ve pişmanlıklarla dolu geçmiş de Poyraz’ın yakasını bir türlü bırakmıyor.
Çukurova’nın, tarım işçilerinin, Torosların, yoksul köylülerin hikayelerinin koca anlatıcısı, “Bir Ada Hikayesi”nde bu çerçevenin dışına çıkıyor ve okurlarına farklı bir içerik sunuyor.Mübadele ile yurtlarından koparılan Rumların ıssız kalmış bir adası, asker kaçaklarına, Giritli Müslümanlara, Ermeni zanaatkarlara, Kürt dengbejlere aynı anda ev sahipliği yapıyor. İşte ütopya yakıştırmamızın sebebi de budur. Büyük savaşların, kıtlıkların, kırımların,sürgünlerin, afetlerin ve hastalıkların içinden çıkıp; barışı, bereketi, yaşamı, umudu arayan insanların yurdudur artık Karınca Adası. Bir barış özlemi ve düşlemesidir.
“Savaşın ne korkunç, insanlığa yakışmaz, bütün insanlığı özünden çürüten lanet bir şey olduğunu ancak savaşlara katılanlar bilir.”*
Bir Ada Hikayesi, İstiklal madalyalı Poyraz Musa’nın Karınca Adasına gelmesiyle başlıyor. Hikayenin henüz başlarında, Poyraz’ın aslında kim olduğu, nereden gelip nereye gittiği okuyucuda büyük merak uyandırıyor. Nitekim bu merak, Poyraz’ın geçmişinden parça parça sunulan hatıralarla dörtleme boyunca diri tutuluyor. Bu gizemli, acılarla ve pişmanlıklarla dolu geçmiş de Poyraz’ın yakasını bir türlü bırakmıyor.
Yaşar Kemal, bu dörtlemede, onu Yaşar Kemal yapan destansı anlatımıyla okuru büyülüyor. Her satırda Anadolu’nun farklı bir köşesinden kültürel motifler romana taşınıyor. Bazen ağıtlar, hüzünlü doğu ezgileri, bazen her milimetresi emekle işlenmiş halılar, bazen ise adalıları şenlendiren lezzetli Karadeniz yemekleri müthiş betimlemelerle romanı zenginleştiriyor.
Ben, dörtlemeyi okurken her kitapta biraz daha emin oldum, Yaşar Kemal romanının çevrilemeyeceğine. Elbette başka dillerde okuyan edebiyat severlere bu ölümsüz romancının eserlerini okuma imkanı verilmeli; ama şuna da mutlaka dikkat edilmeli ki Yaşar Kemal romanı, tepeden tırnağa Anadolu halk kültürünün bir harmanı. Ayrıca Yaşar Kemal’in her eseri, halk dilinin en özgün unsurlarıyla tarihe not düşüldüğü bir kitabe değil mi? Bazı duygular, deyişler ya da eylemler doğdukları coğrafyanın, tarihsel ortamın ve geleneksel mirasın bilinci olmadan anlaşılamaz. Yaşar Kemal romanında da iyi bir çeviri ile her şey aktarılsa dahi üslubun zenginliği, her çeviri romanda olduğundan çok daha büyük oranda kaybedilecektir, diye düşünüyorum. Elbette aksi görüşler de mevcut. Yanılıyorsam ne mutlu dünya okuruna!
Bir Ada Hikayesi, Anka’dan Hızır’a, Kürt aşıklardan Sarıkamış’a bir uzun düşaslında. Soluksuz yaşanan özlemin, umudun, sevincin doyasıya hissedildiği bir düş. Ben bu düşe, iki dostumun bana dörtlemenin bir kitabını hediye etmesiyle kapıldım.Bir sofrada buluşan farklı kültürlerden, uluslardan ve dinlerden insanların ortak bir gelecek arzusunu görerek heyecanlandım. Doğanın sırları, cömertliği ve acımasızlığıyla büyülendim. Var ol Yaşar Kemal!
*Tanyeri Horozları, Yaşar Kemal, YKY, 16. baskı, s.100.
*Tanyeri Horozları, Yaşar Kemal, YKY, 16. baskı, s.100.
Yorumlar
Yorum Gönder