Osman Balcıgil’in son romanı Putlar Yıkılırken* Nâzım Hikmet’i ve kavgasını konu ediniyor. Paris’te eski bir dost ile buluşma; büyük şairin hareketli İstanbul günlerine dönmesine sebep oluyor. Üretken bir yazar olduğunu bildiğim Osman Balcıgil’i daha önce okumamıştım. Kitaplara düşkünlüğümü bilen bir komşumuzun Putlar Yıkılırken’i benim için eve bırakıp şiddetle tavsiye etmesi üzerine bayramı fırsat bilip okumaya koyuldum. Kitabın henüz başlarında bir çoksatar olduğunu fark etsem de epeydir okumak istediğim yazarın romanını öyle hemen bırakmamaya niyetlenmiştim. Putlar Yıkılırken, Nâzım Hikmet’in hem sanatta hem siyasette iki cepheli mücadelesini konu ediniyor. Şüphesiz komünist bir şair için bu iki cepheyi birbirinden ayırmak mümkün değil. Ancak Nâzım bir yandan genç cumhuriyetin seçkinlerine, yazın konusunda Ankara’nın ağır toplarına meydan okurken bir yandan da içerisinde bulunduğu komünist harekette ideolojik-yöntemsel kavgalar veriyor. Resimli Ay’ın genç şairi Nâzı