Annie Ernaux çağdaş Fransız edebiyatında “bir fırsat bulup okumalı” diye geçiştirdiğim ve zamanla muhtemelen unutup gideceğim bir isimdi. Geçtiğimiz yıl aldığı Nobel Edebiyat Ödülü, Ernaux okumaya Seneler ’le başlamama vesile oldu. Seneler , arka kapağında belirtildiği gibi “1940’lardan 2000’lere uzanan kronik bir metin”. Bir kadının çocukluk yıllarından yaşlılığına kadar geçen ömrü fotoğraf karelerinde ve video kasetlerde özetleniyor. Televizyon reklamlarında bir bayram günü torunlarını etrafına toplayıp aile albümünü gösteren büyükanneler ya da büyükbabalar gibi romandaki anlatıcı da tasvir ettiği fotoğraflar üzerinden yaşamının bir muhasebesini yapıyor. Seneler bireysel bir roman. Anlatım biçiminden diline, üslubuna kadar her şey bu bireyselliği vurguluyor. Bir kadının yaşamının “bir film şeridi gibi” gözümüzün önünden akıp geçtiği bu bireysel anlatı, okura değil de bir dosta, bir psikoloğa ya da benzetmemizdeki gibi torunlara yazılmış kadar da samimi. Öte yandan Seneler , bir k