Feridun Büyükyıldız’ın uzun bir aradan sonra çıkan yeni romanı Mebus ’u bir solukta okudum. Tarihî romanlarda sıkça rastladığımız bir konakta, mütareke İstanbul’unda başlayan hikâye, genç ve güzel Medeniye’nin Sultanahmet’teki Soğukçeşme Sokak’tan Beyoğlu’na uzanan yolculuğu ile şekilleniyor. Mebus , her ne kadar “Bir Serez Fedaisinin Romanı” ise de okuru daha çok Medeniye’ye, mutluluğu ve özgürlüğü arayan bir kadının mütevazı dünyasına yakınlaştırıyor. Hattat Mehmet Sabri Bey ile Nigâr Hanım’ın kızları Medeniye, talihsiz iki evliliğin ardından kendini aramaya, İstanbul gecelerinde bu ölümlü dünyanın tadını çıkarmaya karar verir. Arkadaşı Roza ile geçen hareketli geceler, ona aradığı mutluluğu vermese de hayal kırıklıklarını üzerini örtmeye yarar. Yeni insanlara, renkli dünyalara açılan kapıları aralar. Ta ki Ankara’nın adamı, mahir silahşor Recep Zühtü Bey hayatına girene kadar… Yolsuz Bir Serez Fedaisinin Portresi Cahilliğime verin, Büyükyıldız’ın romanını elime alana dek Recep